DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE DANIŞMANLIĞI
DEHB Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu, ilk olarak 1845 yılında Dr. Henrich Hoffman tarafından keşfedilmiştir. DEBHB hakkında 1845 ten sonra 1900 lü yıllarda George Still tarafından yapılan “aşırı hareketli, yerinde duramayan, konsantre olamayan, öğrenme güçlükleri ve davranış sorunları” gösteren çocukların özelliklerine yönelik farklı değerlendirme notları ile karşılaşılmaktadır. Ancak bu tarihten sonra dikkat eksikliği, hiperaktivite probleminin çocuk-ergen ve yetişkinlerde görülen özelliklerini, nedenlerini, seyrini, tedavilerini araştıran çalışmalar hız kazanmıştır.
DEHB’in toplumda görülme sıklığı:
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu hakkındaki bilgiler uzun zaman öncesine dayanmakta ve yapılan araştırma ve incelemelerin sayısı her geçen gün daha da artış göstermektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu probleminin toplumda görülme sıklığı, tahmin edilenden daha yoğun olarak karşımıza çıkmaktadır (%4-8 oranında). Bu durum 20-30 kişilik bir sınıfta ya da grup içinde en az 1-2 dikkat eksikliği problemi olan bireyin görülebileceği anlamına gelmektedir. DEHB belirtileri kadınlara oranla erkeklerde ve tek yumurta ikizlerinde daha sık görülmektedir. Ayrıca ailesinde DEHB tanısı almış bir kişi olan çocuğun DEHB’li olma ihtimali yüksektir.
DEHB’in günümüzde durumu:
Günümüzde DEHB dünyada çocuklar arasında en sık rastlanan gelişimsel hastalık olarak görülmektedir. Dikkat eksikliği, odaklanamama, dikkatin sürdürülebilirliği, konsantrasyon eksikliği gibi problemleri çocuk, ergen, genç ve yetişkin olmak üzere tüm bireyler farklı şekillerde yaşayabilmektedir. Biz İDEM İstanbul Dikkat Geliştirme Aile Danışmanlık Merkezi olarak dikkat eksikliği ve hiperaktivite problemi konusunda ilaçsız dikkat geliştirme yöntemlerini, eklektik ve bütüncül bir terapi süreci içerisinde ele almaktayız.
Öncelikle dikkat eksikliği ve öğrenme süreçleri konusunda var olan problemler, anne babalar ve sınıf öğretmenleri tarafından okul yaşantısının başlamasıyla fark edilir. Bazen çevredekiler tarafından DEHB belirtileri duygusal ya da davranış problemi ile karıştırılabilir. Özellikle sadece dikkat eksikliğinin yoğun olduğu tipe ilişkin problem yaşayan çocuklar, sessiz ve içe dönük bir yapıya sahip olduklarından dolayı, anne-baba ve çevrenin gözünden kaçabilmektedir.
Ayrıca dikkat eksikliği ve hiperaktivite problemi, sadece çocuklarda görülen bir problem değildir. Günümüzde yetişkinlerde de sıklıkla karşılaştığımız bir problemdir. çocuklarda görülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtileriyle, yetişkinlikte yaşanan dikkat eksikliği belirtileri farklıdır.
Dikkat eksikliği olan çocuklarda, kendini kontrol etme ve dikkatini zihinsel beceri gerektiren faaliyetlere vermede sorun vardır. “Motor takılmış gibi sürekli hareket halinde olma durumu ”,“sık sık hayallere dalıp gitme”, “sonucunu düşünmeden davranma ve eyleme geçme ”, “görev ve sorumluluklarını erteleme, unutma ” v.b. davranışlarla çevre tarafından tanımlanabilen çocuklardır. DEHB olan çocukların bazılarında aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile ilgili belirtiler ön plandayken bazıların da dikkat eksikliği ile ilgili problemler yoğun olarak yaşanmaktadır. Çoğunluğunda ise dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye ilişkin şikayetler bir arada görülür. Öncelikle İlkokul çağında dikkatsizlik belirtileri daha belirgin hale gelir
DEHB; dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik gibi uyumsuz davranışları bir arada barındıran gelişimsel bir bozukluktur. üç alt tipe ayrılmıştır:
Ağırlıklı Olarak Dikkat Eksikliği Bozukluğu:
Yavaş bilgi işleme ve seçici dikkat ile, odaklanma konusunda daha fazla problem görülür. Aşrı hareketlilik olmadan görülen DEHB türüdür.
Ağırlıklı olarak Hiperaktive-Dürtüsel Bozukluk:
Hiperaktivitenin yoğun olduğu, dikkat eksikliğinin daha az olduğu aşırı hareketli tiplerdir. Aşırı hareketlilik hali yaşla birlikte azalabilir, dürtüsellik devam eder daha ileri yaşlarda yerini iç huzursuzluk gibi belirtilere bırakabilir..
Birleşik Tip (Dikkat Eksikliği & Hiperaktivite Bozukluğu):
Doğum sonrasında ilk yürümeye başladığı dönemlerde belirti verir ve okul öncesi dönemde, özellikle de okulun ilk yıllarında tanı alabilir. Dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüselliğin birçok semptomlarını gösterir. Kendilerini duygusal ve davranış olarak kontrol etme becerileri düşük olup çok farklı düzeylerde dikkat problemleri vardır.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bireylerde öğrenme güçlüğü, kaygı ,depresyon, anksiyete, davranış bozukluğu, okul başarısızlığı, iş verimsizliği, aile hayatında problemler, alkol ve maddeye bağımlılık gibi problemler birlikte görülebilmektedir.
Çocuklarda görülen dikkat eksikliği belirtileri:
Başladığı işi tamamlamakta güçlük çeker, yarım bırakır (ödevi, oyunu yarım bırakma, oyunu sürdürememe).
Yönerge alma konusunda sorun yaşar.
Dikkatlerini yaptığı işe veya oyuna vermekte zorlanır (Uzun süre film izleme, puzzle yapma).
Evde veya okulda yapacağı işler ve aktiviteler için gereken malzemeleri kaybeder. Siz konuşurken dinlemez gibi görünür.
Sorumluk almakta zorlanır.
Ayrıntıları gözden kaçır.
Düzensiz görünür, dağınıktır.
Zihinsel beceri gerektiren çalışmaları yapmakta zorlanır.
İlgileri çok çabuk dağılır.
Ödevlerini tamamlamak zor gelir. ödevin başına oturamaz farklı gerekçelerle ödevin başından kalkar, odada ve sınıf içerisinde gezinmek isteyebilir.
Kendilerinden istenen bir şeyi, kendilerine birkaç defa söylenildikten sonra yapabilir.
Unutkanlık, okula ve derslere karşı ilgisizlik, öğrendiği bilgiyi çabuk unutma
Hiperaktivite belirtileri
Hiperaktivitede çocuğun hareketliliği aşırıdır ve yaşıtlarıyla karşılaştırdığımızda gözle görülür bir farklılık vardır.
Motor takılmış gibi sürekli hareket halinde olup yerinde duramaz.
Elleri ve ayaklarını sürekli hareket halindedir.
Kendi başına sakin bir şeklide oynamayı ve oturmayı beceremez.
Sessiz sakin oyun oynamakta güçlük çeker.
Yerli yersiz koşup tırmanır.
Çok konuşur.
Genellikle sorulan soru tamamlanmadan cevabını yapıştırır.
Sabırsız ve acelecidirler.
Her zaman bir şeylerle uğraşırlar.
Ders çalışma masasının başında oturmaktan sıkılıp kalmak ister zamanı verimli kullanamaz.
Sırasını beklemekte zorlanırlar.
Olaylara veya konuşmalara müdahale edip yarıda keserler.
Yetişkinlerde Görülen dikkat eksikliği belirtileri:
Konsantre olamamak,
Odaklanamama,
Dikkatin sürdürülmesi konusunda güçlük,
Dalıp dalıp gitmeler,
Karşısında konuşanı dinlemekte güçlük yaşama, dinlerken kopmalar yaşaması,
Konuşurken konudan konuya geçme, konuştuğunu unutma,
Gereğinden fazla konuşma,
Ayrıntılarla ilgilenmekten sıkılmak,
Zamanın nasıl geçtiğini unutma, dışarıdan seslenenleri duymama aşırı odaklanma haliyle zihnindeki kaostan kurtulmaya çalışma hali,
Organizasyon becerilerinde zayıflık,
Unutkanlık,
Zamanı kontrol etme güçlüğü,
Planlama yapamama, bir işe başlamakta ve bitirmekte zorlanma,
İşe ve randevularına geç kalma,
özel kişisel eşyalarını (ev ve iş anahtarı ,cüzdanı) kaybetme, unutma,
Sorumluluğunda olan küçük görevleri (faturaları ödemek gibi…) unutma,
Toplantılarda uygunsuz davranma-kalkıp yürüme,
Konuşmaları bölme sık sık araya girme sonucunu düşünmeden konuşma,
Alkol ve madde kullanımına ilgisinin olması,
Heyecan arayışı,
Aynı anda bir çok işi yapmaya çalışma,
Risk almaya çok meyilli olma,
Sorumluluklarından çok çabuk sıkılma,
Eleştiriye açık olmama,
Duygusal olarak dalgalanmalar,
Motivasyonu sürdürme güçlüğü nedeniyle iş ve aile yaşantısında dalgalanmalar yaşanması,
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Tanısı nasıl konur:
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite bozukluğu, birçok çocukta normalde görülebilecek belirtileri içerir ancak, tanıyı koyarken bunların sayısı, süresi ve çocuğun hayatını ne ölçüde olumsuz etkilediği, en az altı ay belirtilerin devam etmesi önemlidir. Dikkat eksiliği belirtilerinin 7 yaşından önce başlamış olması ve en az iki farklı ortamda sorun yaratıyor olması gerekir. Birey hakkında ayrıntılı bilgi alınması çok önemlidir. Anne-babadan, öğretmenden, çocuğun kendisinden ve olabildiğince çok veri toplanmaya çalışılır. Dikkat eksikliği konusunda toplanan bilginin tutarlı olaması önemlidir. Ebeveynler genellikle okul öncesi dönemde dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, dürtüsellik belirtilerini gözlemlerler ancak genellikle tanı, çocuğun okula başlamasından sonra konulur. Aile içinde ve erken dönemde sorun yaratmasa da okul gibi yapılandırılmış, kurallı ve kalabalık bir ortamda belirtiler belirgin hale gelir. Ayrıca fiziki muayene yapılması (işitme, görme ,kan testleri) önemlidir. Moxo v.b. nöropsikoljik testler sonrası ayırıcı tanı koymak son yıllarda daha da kolaylaşmıştır.